30 Ekim 2017 Pazartesi

Ucunu Islatmadan

Geçmiş sıçradı pantolonunun paçalarına, geçerken gelecek son süratle yanından.
Sigara yaktı hurda bir vosvosa yaslanıp.
Bi fırt o, bi fırt vosvos, ucunu ıslatmadan.
Mahallenin en meraklı ablası bakıyordu camından.
O sırada döndü sokağın köşesinden, geliyordu ona doğru yolun sağından, onun solundan.
O an göz göze gelseydi onunla, koparırdı zehirli de olsa meyvesini dalından.
Olmadı öyle, yanından geçti gitti. Dönüp arkasına bile bakmadan.
Tahmin ettiği gibi oldu. Zaten ne uzun bir yol, ne de bir kısmet çıkardı falından.
O her ne kadar izliyorsa da gidişleri ardından, kalışlarını anlatacak tablolar da resmederdi, dumandan.
Bu hikaye bazen farklı, bazen aynı anlatılır,  hurda bir vosvosun ağızından.

26 Eylül 2017 Salı

Benim Kadar Sahiysen Koy Kantara Yüreğini

Bir çok insan sebze ve meyvelerinin en iyilerini tezgahının önüne diziyor ve torbalarımızı çürükleriyle dolduruyor.
İş işten geçince anlıyoruz bazı şeyleri. Dönüyoruz geriye ne satıcı, ne de tezgahı yerinde duruyor.
Vitrinine yaptığı yatırımın yarısını kişiliğine yapsaydı keşke insanoğlu.
~
Pazarın en iyi yerinde bir köşem yok. Camları jilet gibi, muazzam kombinleri olan bir vitrinim de yok.
Ne müşterim var, ne müşteriye ihtiyacım. Benim sattığım bir şey yok.
Ve sen; tüm eğilimleri kendini pazarlama, kendini olabildiğince iyi gösterme ve sürekli el değiştirme arzusunda olan kişi;
Benim kadar sahiysen koy kantara yüreğini!

25 Eylül 2017 Pazartesi

Fazlasıyla ve Olabildiğince

Fazlasıyla zarifti.
Gülümseyişi savaş meydanında beni atımdan indirdi.
Zırhımdan ve silahlarımdan kurtuldum.
İlk darbeyi göğsüme indirdi.

Olabildiğince güzeldi.
Bakışları bir kadının önünde bana diz çökmeyi öğretti.
Egomdan ve tabularımdan arındım.
İkinci darbeyi boynuma indirdi.

21 Eylül 2017 Perşembe

Zaman ve Mürekkep İlişkisi

Önüne binlerce sayfalık boş bir defter koyar hayat, ama yalnızca tek bir kalem verir.
Mürekkepli bir kalem.
Kaç sayfasını doldurduğun değil, sayfalarını nasıl doldurduğun önemli.
Bu ayrıntı aptalca yarışların içerisinde kaçırılıyor.
Tasarrufsuzca yaşarsın, yaşadın ve yaşayacaksın öyle mi?
Doğru sayfaya geldiğinde, yazacak onca şeyin olduğunda, en güzel cümlenin ortasında ya da hayatının şiirine başlamadan hemen önce ya biterse mürekkebin ?



16 Haziran 2017 Cuma

Değiştikçe

seviNiriz,
seviŞiriz.

değiNiriz,
değiŞiriz.

Barışırız,
Yarışırız.

döVüşürüz,
döNüşürüz.

~
Bizler genellikle dokuz harfliyiz. Her ne kadar bir bütün olsak da, yinede bir parça tam anlamıyla bize ait değil gibi. Ve o parça öyle bir parça ki,

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Olacaklar Gelecektir, Gelecek Olacak Değilken

.... Hepimizin bildiği gibi geride kalan zaman; olmuştur ve içerisinde bulunduğumuz an; oluyordur. Ama ne olmuşu ne de olanı, olacak olanı sevdiğimiz kadar sevemeyiz. Hayallerin en büyüğü, hedeflerin en ciddisi, planların en özeli, aranılan huzur ve daimi mutluluk hep olacak olandadır. Olacaklar gelecektir, gelecek olacak değilken. Bir kalabalıkla vedalaşırken, sarılmak için en sona bıraktığındır; olacak olan.
Bu, bizim tarafımıza tarafımızca şartlandırılmış bir olgu mu, yoksa ilk insandan bu yana bir virüs gibi yayılan zihnimize yerleşmiş bir dogma mı bilemiyorum.
 Lakin bu konuya dair bildiğim tek şey şu ;
Olacak olan da olduğunda, bir sonraki bir öncekine döndüğünde, bizlerde cümlenin en başına döneceğiz. Birazcık rötuşla. Farklı cümleler kullanarak, aynı şeyleri anlatacağız. Aynı cümleleri kurup, farklı şeyleri anlattığımız gibi. Farklı hayallerin, aynı sonuçlarını düşleyeceğiz. Farklı sonuçların, bizi aynı hayallere sürüklemediği bir Dünyada

26 Nisan 2017 Çarşamba

Virgülsüzce

Kimisi sevdi kimilerinden ötürü kimseler bilmese de
En başında.
Yandığı kadar yandı.
Yanıldığına da yanarken.

Birileri gitti birilerinden olmak için birileriyle beraber
En sonunda.
Yandığı kadar soğudu.
Soğuduğuna da yanarken.

17 Nisan 2017 Pazartesi

Geç mi kaldınız? Yoksa Gecikmiş mi ? ( A.U.P )

"Bunun için henüz çok erken" diye bizleri durduranlar, " Artık çok geç! Ne yazık ki  geç kaldın" diyebileceği günleri iple çekenlerden de olabilirler. Olamazlar mı? İllaki olmuşlardır..
Geç kaldın diyebilmek için yavaşlatanlar...
Onlarla başlasam da onlara daha sonra değineceğim.

11 Nisan 2017 Salı

Sonradan

Hızlı yaşadık.
Nefes alışverişlerimiz artık yavaş.
Kalbimiz çarpmıyor eskisi gibi
Avuç içine sinmiş nikotiniz, ter bezelerinde ki viski.
Tıkandık, durağanız, ölmüyoruz.
Ne de olsa ölenler tekrar ölemez.

Yolun sonunda gibiyiz, yolun başında.
Belki yola hiç çıkmadık, belki yol yol değil.
Ayaklarımızın altından çekildi dünya,
belki de yere hiç basmadık.
Anladık sonra,
ölenler de tekrar ölebilir.


12 Mart 2017 Pazar

Sahi misin?

Ne sahip ol, ne ait ol. Dahil ol, kapıya en yakın sen ol. "Gitsem mi?" den, "kalsam mı?" dan uzak ol. Kapıyı çekip çıkarken sahi ol.

20 Ocak 2017 Cuma

Benli Bensiz

Kendimden kaçışlarım bir yaklaşım bensizliğe. Benli bensizliğe, benli bensiz...

19 Ocak 2017 Perşembe

Telafisi Olmayanlardan

Telafisi olmayan bir cümle döküldü saçlarından.
Rüzgar aldı götürdü.
Güneşin batışına ayak sürdü adımlarım.
Dediler; bir başkasıyla görüldü.
Çocuktum, büyüdüm, defterler dürüldü.
Kalışlar her zaman gidişlerle dövüldü.
Yağmurdan hemen önce ıslandı satırlarım.
Dediler; bir başkasıyla görüldü