5 Nisan 2020 Pazar

Tanrılar ve Sanrılar

Tanrılar ve sanrılar,
bugün geldiğimiz noktada tıkandılar.
Kaygılar var yarınlarda, avuç içinde saklı sancılar...
Gariptir, gözlerinde sebepsizce öfke insan oğlunun, dilinde ise saygı var.
Dogmatik uykuların ardında rüya yerine kabuslar,
dininizdeki behişt ne fayda, dimağınızda tamu var.

3 Nisan 2019 Çarşamba

Histerik Parşömen

Tekrar batırdı kuş tüyünü mürekkebe. 
Bolca mürekkebi ve yazacak onca şeyi vardı, elindeyse yalnızca tek bir parşömeni. 
Hiç düşünmeden yazdı;

Düşmana kimse güvenmez, sen dostuna da güvenme. 

Bugün yar olan yarın olmuyorsa, senden sana diyar olmaz. 
Gel, sen sana da güvenme.

 ~ 


Bitmek üzereydi gaz lambasının gazı.

Oturduğu sandalyenin gıcırtısına eşlik eden rüzgarla dans eden perdesine ilişti gözü.
Kalktı ayağa, bir kadının geceliğini sıyırır gibi sıyırdı perdeyi, narince. 

Yaktı sigarasını. 

Baktı şöyle bi' pencereden dışarıya... 
Haykırarak fısıldadı geceye; 

Siz her şeysiniz, ben hiç. 

Hayatımdan olurken birer birer yok, 
benim yokum her şey, sizin varınız hiç.

30 Ekim 2017 Pazartesi

Ucunu Islatmadan

Geçmiş sıçradı pantolonunun paçalarına, geçerken gelecek son süratle yanından.
Sigara yaktı hurda bir vosvosa yaslanıp.
Bi fırt o, bi fırt vosvos, ucunu ıslatmadan.
Mahallenin en meraklı ablası bakıyordu camından.
O sırada döndü sokağın köşesinden, geliyordu ona doğru yolun sağından, onun solundan.
O an göz göze gelseydi onunla, koparırdı zehirli de olsa meyvesini dalından.
Olmadı öyle, yanından geçti gitti. Dönüp arkasına bile bakmadan.
Tahmin ettiği gibi oldu. Zaten ne uzun bir yol, ne de bir kısmet çıkardı falından.
O her ne kadar izliyorsa da gidişleri ardından, kalışlarını anlatacak tablolar da resmederdi, dumandan.
Bu hikaye bazen farklı, bazen aynı anlatılır,  hurda bir vosvosun ağızından.

26 Eylül 2017 Salı

Benim Kadar Sahiysen Koy Kantara Yüreğini

Bir çok insan sebze ve meyvelerinin en iyilerini tezgahının önüne diziyor ve torbalarımızı çürükleriyle dolduruyor.
İş işten geçince anlıyoruz bazı şeyleri. Dönüyoruz geriye ne satıcı, ne de tezgahı yerinde duruyor.
Vitrinine yaptığı yatırımın yarısını kişiliğine yapsaydı keşke insanoğlu.
~
Pazarın en iyi yerinde bir köşem yok. Camları jilet gibi, muazzam kombinleri olan bir vitrinim de yok.
Ne müşterim var, ne müşteriye ihtiyacım. Benim sattığım bir şey yok.
Ve sen; tüm eğilimleri kendini pazarlama, kendini olabildiğince iyi gösterme ve sürekli el değiştirme arzusunda olan kişi;
Benim kadar sahiysen koy kantara yüreğini!

25 Eylül 2017 Pazartesi

Fazlasıyla ve Olabildiğince

Fazlasıyla zarifti.
Gülümseyişi savaş meydanında beni atımdan indirdi.
Zırhımdan ve silahlarımdan kurtuldum.
İlk darbeyi göğsüme indirdi.

Olabildiğince güzeldi.
Bakışları bir kadının önünde bana diz çökmeyi öğretti.
Egomdan ve tabularımdan arındım.
İkinci darbeyi boynuma indirdi.

21 Eylül 2017 Perşembe

Zaman ve Mürekkep İlişkisi

Önüne binlerce sayfalık boş bir defter koyar hayat, ama yalnızca tek bir kalem verir.
Mürekkepli bir kalem.
Kaç sayfasını doldurduğun değil, sayfalarını nasıl doldurduğun önemli.
Bu ayrıntı aptalca yarışların içerisinde kaçırılıyor.
Tasarrufsuzca yaşarsın, yaşadın ve yaşayacaksın öyle mi?
Doğru sayfaya geldiğinde, yazacak onca şeyin olduğunda, en güzel cümlenin ortasında ya da hayatının şiirine başlamadan hemen önce ya biterse mürekkebin ?



16 Haziran 2017 Cuma

Değiştikçe

seviNiriz,
seviŞiriz.

değiNiriz,
değiŞiriz.

Barışırız,
Yarışırız.

döVüşürüz,
döNüşürüz.

~
Bizler genellikle dokuz harfliyiz. Her ne kadar bir bütün olsak da, yinede bir parça tam anlamıyla bize ait değil gibi. Ve o parça öyle bir parça ki,

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Olacaklar Gelecektir, Gelecek Olacak Değilken

.... Hepimizin bildiği gibi geride kalan zaman; olmuştur ve içerisinde bulunduğumuz an; oluyordur. Ama ne olmuşu ne de olanı, olacak olanı sevdiğimiz kadar sevemeyiz. Hayallerin en büyüğü, hedeflerin en ciddisi, planların en özeli, aranılan huzur ve daimi mutluluk hep olacak olandadır. Olacaklar gelecektir, gelecek olacak değilken. Bir kalabalıkla vedalaşırken, sarılmak için en sona bıraktığındır; olacak olan.
Bu, bizim tarafımıza tarafımızca şartlandırılmış bir olgu mu, yoksa ilk insandan bu yana bir virüs gibi yayılan zihnimize yerleşmiş bir dogma mı bilemiyorum.
 Lakin bu konuya dair bildiğim tek şey şu ;
Olacak olan da olduğunda, bir sonraki bir öncekine döndüğünde, bizlerde cümlenin en başına döneceğiz. Birazcık rötuşla. Farklı cümleler kullanarak, aynı şeyleri anlatacağız. Aynı cümleleri kurup, farklı şeyleri anlattığımız gibi. Farklı hayallerin, aynı sonuçlarını düşleyeceğiz. Farklı sonuçların, bizi aynı hayallere sürüklemediği bir Dünyada

26 Nisan 2017 Çarşamba

Virgülsüzce

Kimisi sevdi kimilerinden ötürü kimseler bilmese de
En başında.
Yandığı kadar yandı.
Yanıldığına da yanarken.

Birileri gitti birilerinden olmak için birileriyle beraber
En sonunda.
Yandığı kadar soğudu.
Soğuduğuna da yanarken.

17 Nisan 2017 Pazartesi

Geç mi kaldınız? Yoksa Gecikmiş mi ? ( A.U.P )

"Bunun için henüz çok erken" diye bizleri durduranlar, " Artık çok geç! Ne yazık ki  geç kaldın" diyebileceği günleri iple çekenlerden de olabilirler. Olamazlar mı? İllaki olmuşlardır..
Geç kaldın diyebilmek için yavaşlatanlar...
Onlarla başlasam da onlara daha sonra değineceğim.

11 Nisan 2017 Salı

Sonradan

Hızlı yaşadık.
Nefes alışverişlerimiz artık yavaş.
Kalbimiz çarpmıyor eskisi gibi
Avuç içine sinmiş nikotiniz, ter bezelerinde ki viski.
Tıkandık, durağanız, ölmüyoruz.
Ne de olsa ölenler tekrar ölemez.

Yolun sonunda gibiyiz, yolun başında.
Belki yola hiç çıkmadık, belki yol yol değil.
Ayaklarımızın altından çekildi dünya,
belki de yere hiç basmadık.
Anladık sonra,
ölenler de tekrar ölebilir.


12 Mart 2017 Pazar

Sahi misin?

Ne sahip ol, ne ait ol. Dahil ol, kapıya en yakın sen ol. "Gitsem mi?" den, "kalsam mı?" dan uzak ol. Kapıyı çekip çıkarken sahi ol.

20 Ocak 2017 Cuma

Benli Bensiz

Kendimden kaçışlarım bir yaklaşım bensizliğe. Benli bensizliğe, benli bensiz...

19 Ocak 2017 Perşembe

Telafisi Olmayanlardan

Telafisi olmayan bir cümle döküldü saçlarından.
Rüzgar aldı götürdü.
Güneşin batışına ayak sürdü adımlarım.
Dediler; bir başkasıyla görüldü.
Çocuktum, büyüdüm, defterler dürüldü.
Kalışlar her zaman gidişlerle dövüldü.
Yağmurdan hemen önce ıslandı satırlarım.
Dediler; bir başkasıyla görüldü

14 Kasım 2016 Pazartesi

Yarına Gecikmiş

Geçenlerde bir şiirde rastladım sana.
Yarına gecikmiş gibi bir halin vardı.
Seslendim, duymadın.
Ezberledim.

31 Ekim 2016 Pazartesi

Birer Kadeh Daha?

İçkinden bir yudum al ve gerçekçi ol.
Ama gerçekleri söyleme.
Çünkü bu iki şey aynı anlama gelmiyor.
Şimdi bir yudum daha al ve sırlarından birini açığa vur.
Ama bunun bir sır olduğundan bahsetme.
Çünkü ona güvendiğinden onun haberi olması gerekmiyor.

28 Ekim 2016 Cuma

11:51 ( Çubuk Mikrofon 2007 - 2010 )

Her ne kadar şimdilerde bu tür müziklerden haz almasam da,  zamanında bu işi severek icra etmiştim. Geçmişime bir nevi zeytin dalı uzattığım bu blog gönderisinden 17 yaşımdaki halime selamlar. Seni özledim velet.

2007 - 2010 yılları arasında çubuk mikrofonla kayıtları alınan 7 adet parçadan kesitler.

27 Ekim 2016 Perşembe

Platonik Plüton - Bölüm 5 ( İyikisi ve Keşkesi )

Bölüm 5 - İyikisi ve Keşkesi                                             ( Bölüm 1 / Bölüm 2 / Bölüm 3 / Bölüm 4 )

Şaka gibi. Çok değil, bir saat öncesine kadar beni öldürmesinden endişelendiğim kadına şimdi kendi ellerimle kahve yapıyorum. Hem de kendi evimde, kendi mutfağımda...
Adı Kate'miş..
Doğru mu söylüyor acaba? Kesin yalandır.
Herkes benim gibi salak mı? Hem kapıyı çalsa açardım. Ne öyle gizlice girmeler falan..
Neymiş yardımcı olmamı istiyormuş. Nasıl yardımcı olabilirim ki? Sanki bir şeyler biliyorum...

23 Ekim 2016 Pazar

Yapay Mutluluklar

Her yeni bir başlangıç; bir önceki sonun şahidiydi. Ve her yeni bir son; diğer başlangıcın nedeniydi.
Kaçınılmaz son "son" gelene kadar.
Heh? Ne diyorsun? Öyle miydi?
~
Ortasını yaşar da insan, ortasında yaşayamaz.
Kalamaz orada. İster kalmayı, kalamaz orada.
Başlangıçtan uzaklaştıkça yakınlaşır sonuna.
Ara geçişlerle doludur hayat.
Şöyle bir durup, dönüp geriye baktığın.
Ara geçişlerde boğulur insan.
Asfaltlar bazen daha samimi gelir kaldırımlardan.

7 Ekim 2016 Cuma

Sonbahar

Ne olmuş yani gittiysen ?
Yeni şarkılar keşfettim fena mı ?
Yarım bıraktığım şiirleri de tamamladım işte.
Hem bak, sonbahar güzel bir mevsim.

Ne olmuş yani gittiysem ?
Sanki daha önce hiç terkedilmedin?
Artık duşta şarkı söyleyemediğin için mi kızgınsın?
Hem gör, sonbahar güzel bir mevsim.

17 Eylül 2016 Cumartesi

Platonik Plüton - Bölüm 4 ( Ne Aradığını Bilmeyenler Kahvesi )

Bölüm 4 - Ne Aradığını Bilmeyenler Kahvesi                                     ( Bölüm 1 / Bölüm 2 / Bölüm 3 )



Anahtarı yok ! Kapıyı kurcalıyor! Hırsız bu . Eyvahh !
Ah aptal kafam..
Ne halt yiyeceğim şimdi?  Neden geldim ki buraya?
 Kapıyı da tersten kitlemedim. Nasıl çıkacağım buradan ?
Öldürür kesin beni.
Evet evet, öldürür beni. Kesin silahı vardır..


16 Eylül 2016 Cuma

Hiçe ve Bir Şeye (Ses Klibi)

Kendime uzun süredir yazmak dışında bir hobi arıyordum. Ve işin sonunda aklıma; zaman zaman bazı yazdıklarımı seslendirmek geldi. Ve buna ilk olarak "Hiçe ve Bir Şeye" ile başladım. Bir süre sonra vazgeçer miyim bilmiyorum ama şimdilik devam edeceğim...


13 Eylül 2016 Salı

Alışamadım

"Alışırsın" dediğiniz ne varsa alışamadım.
 Ben zamanla hiç yarışamadım.
 Kaybetmekten korkmadım da, gel gör ki savaşamadım.
 Bir kez küstüm kendime, daha da barışamadım.

12 Eylül 2016 Pazartesi

Hiçe ve Bir Şeye

Hastalıklıyım.
Yaşadığım şehir gibi.
Evim gibi, oturduğum sandalye gibi, yastığımın her iki yüzü gibi hastalıklıyım.
Sarardı cümlelerim, küflendi günüm,
cılız hayaller kaldı avuçlarımda, griye döndü gökyüzüm.
İnanmıyorum, hiçbir şeye, hiçe ve bir şeye.
İnanamıyorum.

10 Eylül 2016 Cumartesi

Uyumsuz Uyumlular - Jargon Dili ve Edebiyatı Part 1 ( +13 )

Uyumlu Geçinen Uyumsuzların Kendi Aralarındaki Uyumunu Anlatan Uyumsuz

Ne ? Tekerleme gibi mi oldu ?
Dizilin şöyle.. Herkes otursun.
Senin sandalyen yok mu Jason ?
Jason'a da bir sandalye ayarlayın.
Susun ve bana yalnızca 90 saniye verin.
Sende sus iri memeli şey.
Bakın;

7 Eylül 2016 Çarşamba

İçerisinde Yalan Geçen Doğrular

Yazdıklarımı kurcalarken içerisinde "yalan" geçen cümleleri derleyip, bir araya toplamaya karar verdim. Eski yazılanları kurcalayıp, buldukça ve yenisini yazdıkça bu gönderinin altına ekleyeceğim.

// Yalancının mumunun yatsıya kadar yandığına seni ikna edendir en büyük yalancı.

// Yalanda yalnızca yalancının payı yoktur. Hatırı sayılır bir miktar pay da yalan söylenen tarafından eklenir.

// İnandığımız bir yalan söyledi, inanmadığımız biri.

// Türkçe ilginç bir dil. "Gerçekten" diye bir kelime var ve genellikle yalan konuşurken kullanılıyor. O yüzden sizleri seviyorum, GERÇEKTEN.

5 Eylül 2016 Pazartesi

Platonik Plüton - Bölüm 3 ( Küçük Balkon Ritüeli )

Bölüm 3 - Küçük Balkon Ritüeli                                                             ( Bölüm 1  /  Bölüm 2 )


Bir hafta sonrası için randevulaşmamıza rağmen Gustavo ile görüşmemizin üzerinden tam iki hafta geçmişti. Kendisi verdiği sözleri pek tutan bir adam değildi galiba. Belki vazgeçmişti, belki unutmuştu. Her ne olursa olsun nezaketsiz bir davranıştı. O sıralar bende kendi gündelik yaşamımın içerisinde kaybolmaya devam ediyor, zaman zaman da evimin balkonunda sigara içerken, Donnie'nin karşı apartman dairesindeki küçük balkonunu süzüyor, Donnie'li günleri hatırlamayı ihmal etmiyordum.

4 Eylül 2016 Pazar

Bu Şarkı Benim İçin

2009 yılında nasıl bir ruh haliyle yazıp, seslendirdiğimi halen çözememiş olduğum parçanın lirikal döküntüsünü paylaşma ihtiyacı duyuvermiş gibi yaptım ;

Zor durumdayım, anlamazsın biraz garip.
Bodrumundayım kalbimin, hayat zarif değil.
Bir kalemle olacak iş mi ? Ama yine yazdım.
İçimdeki pisliğin içinde çukur kazdım.

Az mı yarın bekledim ben ? Bugün bitmedi.
Bugün bitmesin dedim, yarın geldi.
Beyin olarak yaşlıyım, oldukça hemde..
Hayatım böyle geçti, olmadı sahnemde perde.

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Platonik Plüton - Bölüm 2 ( Berbat Bir Hiç Kimsesi )


Bölüm 2 - Berbat Bir Hiç Kimsesi                  



Donnie'nin cenazesinde dikkatimi yalnızca bir kişi çekiyordu. Gustavo..
O da en az Donnie kadar tuhaf bir adamdı, en azından öyle görünüyordu. Yanına yaklaştım, baş sağlığı diledim, kendimi tanıttım ve merhumun komşusu olduğumu belirttim. Ben konuşurken yalnızca başıyla onaylıyor, konuşmuyordu. Pek konuşkan bir adama da benzemiyordu. Yine de sormadan edemedim;

14 Ağustos 2016 Pazar

Sizli Bizli Ben

Ben kendime cehennem, size cennet.
Ben kendime biçare, size metanet.
Ben kendime maphus damı, size selamet.
Ben kendime söz verdim artık yok ihanet !

04.09.2009

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Platonik Plüton ( Seninle Sevişmek İstiyorum Seni Seviyorumu )

Bölüm 1- Seninle Sevişmek İstiyorum Seni Seviyorumu


Kitabın ortasından bir gün geçireceğini anladığında banyoda yüzünü yıkıyordu Donnie.
Bugünü dünden ayıran bir şeyler olduğu her ne kadar bariz olsada görmemezlikten geliyor ve yarına en kestirme nereden gidebilirim diye düşünüyordu.
Yarım yamalak bir kahvaltı ardından üzerini giydi ve kendisini dışarıya attı, nereye, ne yöne gideceğini bilmeden.

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Sevişmek İçin

Hey! Geldin mi? Ben yerimdeyim.
Bakışları biraz soğuk ve nemliydi.
Önemliydi tabi! Gülümseyiversin,
biraz gülmeliyiz, sevişmek için.

Öyle bir şey ya da herhangi bir şey.
Vazgeçtim, geçmiş olmak için,
Öyle değil, bak! Geçmiş, olmak için.
Biraz içmeliyiz , sevişmek için.

15 Temmuz 2016 Cuma

Devrikleştikçe

Gelmiyor içimden yapmak bir şey hiç.
Cümleler devrik, gecem gibi, gibi düşlerim.
Doğrult beni, gel ,
devrikleştikçe.

5 Temmuz 2016 Salı

Pörsümüş Kulaklıklar ve Portishead

Yatağına uzandığında, kafanı bir otobüs camına yapıştırdığında ya da yolda hızlı adımlarla yürürken.
Aslına bakarsan pek fark etmiyor değil mi ? Ben tam olarak ;

28 Haziran 2016 Salı

Şimdiki Zamanlarda

Sen ve ben mutlu olabilirdik.
Buna geçmişte ben, gelecekte sen izin vermedin.
Kayboldum,
içerisinde "sen" olmayan şimdiki zamanlarda.

25 Haziran 2016 Cumartesi

Düşlenmeyen Düşman

Kendinden çalar, kendinden saklarsın.
Kendini sevmez, kendin-siz de yapamazsın.
Kendin tek dostun,
tek dostuna da kendin düşmansın.

16 Haziran 2016 Perşembe

Par ça lan mış

Seni senden uzaklaştırdılar.
Sözde bunu senin için yaptılar.
Ki her şey senin içindi de sen anlamadın,
diye sana sundular,
parçaladıktan sonra,
azar azar,
seni.

7 Nisan 2016 Perşembe

İki-Miz?

İki bazen sadece ikidir. Bazen yüz , bazen dakika , bazen de kadeh. İki her şey olabilir, son hariç, -miz hariç.

4 Nisan 2016 Pazartesi

Geçmişte Bahsedilen Geçmiş

Olmayışının gürültüsü kulaklara yük.
Ve bölünür uyku ve yorulan dudakların arasına sıkışıverdi gençliğim. 
Yak dedi, söneceğini bilmeden.
Ah ne güzel küller; o küller.
Sararmış bir pet şişenin emaneti miyim geceye ?
Ya da  geçen seneden kalmış, hep ocağın birini gösteren "o" takvim yaprağının metaneti? 
Belki de ben sadece ocağın ikisiyim.
Siz külleri üfleye durun. 

09/09/2012

22 Mart 2016 Salı

En Dibinden

Dibine vurduk hayatın.
Şılap diye değil, böyle ağırdan ağırdan...
Tekrar yüzeye çıkmak umurumuzda değil, nefes alabildiğimiz sürece tabi.
Sanıldığı gibi güçsüz ve inançsız değiliz, yüzeye olan bir nefretimiz de yok.
Artık nerede yanlış yaptık sorusunu daha az soruyor,
yarın ne yapacağımızla  daha az ilgileniyoruz.

26 Şubat 2016 Cuma

Diğer Taraftan

Sonrasıyla ilgilendiğinde öncesiyle kopacak bağların.
Bu döngü değişmeyecek.
Bir taraftan kazandığında diğer taraftan kaybedeceksin.
Bir taraftan kaybettiğinde diğer taraftan kazanamayacaksın.
Hayatındaki tek artı sensin.

19 Şubat 2016 Cuma

Sıradaki Şarkı

Geçmişi anımsaman için şarkılar çalar.
Şarkılar geleceğinden çalar.
Geleceğinden bir tutam alıp ,
geçmişine katan şarkılar hep çalar.

11 Şubat 2016 Perşembe

Bir Başka Şey İçin

Her şey yolunda değildi.
O sırada hiçbir şey de yolunda değildi.
Ve bir şey başka bir şeye ihtiyaç duyuyordu,
 bir başka şey için.